23 Ağustos 2011 Salı

Ramazan günleri 2011-2

Selamlar, selamlar ve selammlarr :p

Ramazan maceralarımı yazmaya devam ediyorum müsadenizle.
Artık isyan edebilirim, evimde yemek yapamaz, yemek yiyemez olduk. Çok vahim bir durum :p Yok ya yalaaann. Gayet keyifli iftar davetlerine gitmek, dışarılarda olmak. Hiç şikayetim yok.

Geçen hafta çarşamba günü daha önce de bahsettiğim gibi Sema teyzemlerdeydik. Haftaiçi avrupa yakasından anadoluya geçeceğimiz için erkenden çıktık; iyi ki de çıkmışız. 2,5 saatte ancak gidebildik.  Bir de eşimden önce davranıp şoför koltuğuna oturmuştum. o kadar trafiği bilseydim hiç oturur muydum. Akli dengemi kaybettiğim için abuk subuk pozlar verdim direksiyon başında. Yukarıdaki de kanıtı :) Teyzeme vardığımızda evinin verandasında gördüğüm bu harika sofra 'iyi ki de gelmişiz' dedirttirdi. Bu harika sofranın yemeyip yanında yatacaktık; ama çok ısrar ettiler kıramadık her şeyi silip süpürdük :p

Teyzem mis gibi güveç yapmıştı. Hafta sonu da annemde yemiştik güveç. İkisi de çok süperdi. Seviyorum ya güveci. Yanında tabi çorbası, pilavı, zeytinyağlıları salatası da cabası. Hele Ebru'nun yaptığı sarımsaklı ekmeklere bayıldım. Mutlaka yapiciiim ben de.

Yemekten sonra cemaatle kılınan akşam namazının ardından sıra geldi tatlılara ve çaya. Tatlı için kurulan sofrayı çekmeyi unutmuşum; ama iyi ki de unutmuşum yoksa canınız çok çekerdi :)
Burdan tekrar tekrar teşekkür ediyorum Sema teyzeme ve Ebruma.

Ertesi gün ortaokul ve liseden caaanım arkadaşım karabiberim ve kuzim Serra ile iftar için sözleşmiştik. Bir gün önceki trafik macerasını tekrar yaşamamak için, öğleden sonra çıkıp doğruca Reşadiye'ye anneme gittim. Akşam saatine kadar orada oturduk, Serra'da atladı geldi hatta. İftar saatine doğru rezervasyon yaptırdığım Üsküdar'daki Filizler Köftecisi'ne doğru yola koyulduk. Sağda yola koyulmadan önceki hallerimiz. Serra'ya kombin fotolarında eşlik etmiş oldum ;) Bir de dudaklarımızı özellikle şebeklik olsun diye büzdük. Yoksa hiç haz etmem o büzük dudaklı pozlardan :)) Her neyse ne diyordum. Yola bir çıktık; aman Ya Rebbii o ne trafik, meğer kaza olmuş. Dolayısıyla yarım saat kadar yolda kalınca Karabiber'im Buşra'yı arayıp rotamızı daha yakın yerlere çevirmek zorunda kaldık. Üsküdar tarafından gelirken bu sefer o azıcık yolda kalmış oldu; ama 5-10 dk. kadarlık bi gecikmeyle yanımıza geldi çok şükür. Bu arada biz Trabzon Park'taki meşhur Fevzi Hoca'daydık. Haftaiçi olmasına rağmen oldukça kalabalık geldi bana. Afiyetle yemeklerimizi yerken bir yandan da muhabbet ettik. Bir de tepede olduğu için üstümüzde şallarla bile üşüdük :) Keşke evden çıkarken aklıma geldiğinde hırkamı yanıma alsaydım demedim değil.

Bu yazı gittikçe uzuyor; ama yazacağım son bir gün daha kaldı. O da cumartesi günü eşimin dayısındaki iftar daveti. Oraya giderken de trafikte kaldık; ama 2 saat değildi çok şükür. Beylikdüzü'ne uzun zamandır gitmiyordum, zaten gidecek kimsemiz de yok oralarda. Meğer ne kadar güzelmiş oralar. Yeni yeni ne kadar güzel siteler, evler yapılmış. Çevre düzenlemeleri, caddeleri sokakları ne kadar da güzelmiş. Eşimin yengesi de sağolsun çok güzel ağırladı bizi. İlk kez gittiğim ve ilk kez görüştüğüm insanlar olmalarına rağmen çok sıcak davrandılar. Çok güzel esen, serin balkonlarında çaylarımızı yudumladık tatlı eşliğinde, bir yandan da muhabbet ettik.

İftar sonrası kayınvalidemleri eve bırakıp, doğruca bizi saatlerdir bekleyen eşimin kuzenlerinin yanına gittik. Hep beraber Tophane'de oturup çay içtik. Muhabbet eşliğinde olunca vaktin sahura yaklaştığını fark edince yemek yiyebileceğimiz bir yerler aradık. Niyeyse çok dolandık; ama bir türlü doğru düzgün bir yer bulamadık. Aklımıza Sultanahmet geldi ve orda da hayal kırıklığına uğradık. Neyse ki yol üstünde Simit Sarayı vardı da sahurumuzu yapabildik. Sahurdan sonra da evlerimize dağıldık. Sanırım yastığa başımızı koyarken saat 6'ya geliyordu. Zaten o kadar uykusuz bir gecenin ardından, öğleden sonra 2'de ancak açılabildi göz kapaklarım :)

İşte böylee. Hamdolsun ki dolu dolu geçirdik Ramazan'ı. Tabi asıl olması gereken doluluk burasında değil ya bu güzel ayın. İnşallah o tarafını da güzel değerlendirebilmişizdir.
Bugün de evde yemek yapmaya niyetlenmiştim ki; yine dışarıya davetliyiz. Kardeşim ve kuzenim Betül dışarda iftar yapalım deyince atladım tabi. Bu sefer daha erken çıkacağız yola, inşallah trafikte kalmayız.

Ramazan bitmeden de inşallah annemler kayınvalidemleri almak istiyorum. Kayınvalidemleri daha önce almıştım; ama bizimkileri de çağırmak istiyorum şimdi. İnşallah halledebilirim ;)

Yine görüşmek üzere diyorum ve ben gidiyooorum ;)

16 Ağustos 2011 Salı

Ramazan günleri 2011-1

Merhabalar..
Bu ara buralara çok uğrar oldum galiba. Aslında iyi de oldu sanki. Hem özlemişim, hem de yazmak hep söylediğim gibi iyi geliyor. Bir de Ramazan'da geçmeyen vakte bir katkı sağlıyor.

Sağda gördüğünüz fotoğraf dün yola çıkan postcrossing kartpostallarım. Abd, Çin, Rusya, Hollanda ve Almanya'ya doğru yolladım kendilerini. İnşallah bir an önce  ellerine ulaşır da, bana da kartpostallar gelmeye başlar. Zira ben yeni üye olduğum için yolladığım kartpostallardan biri sahibine ulaştığında ve sahibi bunu teyit ettiğinde, benim de adresim rastgele adres listesine girmiş olacak. Böylece dünyanın her hangi bir yerinden birisi bir adres talebinde bulunduğunda, belki de benim adresim çıkacak ;)
Neyse hele bir bana da gelmeye başlasın kartpostallar, paylaşırım buradan hepsini. Kıskandırırım sizi :p

Son bir kaç gündür vakit bir türlü geçmiyor benim için. Her gün birer cüz Kur'an okumaya çalışıyorum. "Daha fazla okuyayım, boş duracağıma" diyorum; ama boğazım kuruyunca o da olmuyor. Temizlik desen çok fazla bir şey yapasım gelmiyor. Allah'tan bugün azıcık mutfağa girdim de zaman akıp gitti. Kaç gündür yemek bile yapmıyorum. İftar davetlerine gidince insan hemen alışıyor tembelliğe. Hazır yemek istiyor galiba :p Önce eltime, sonra Serra'ya, sonra Gamze'ye ve tabi anacığıma gidince hemencecik alıştım :) Bak yarın da Sema teyzemle Ebru ağırlayacak bizi. Ay kim bilir becerikli hatunlar neler yapacaklar. Neyse oruçlu oruçlu bunları düşünmek istemiyorum :p

Evet gençler size doyum olmaz. Ben yine gelirim nasılsa. Allah kabul etsin oruçlarımızı inşallah ;)

11 Ağustos 2011 Perşembe

Ramazan günleri 2011 :)

Bu Ramazan elbette benim için diğerlerinden çok farklı. İftar ve sahurda hazır sofralara oturmalar yok artık. Annemin pişirdiği o mis yemeklerden yok. Şimdi benim harikulâde(!) yemeklerimi yeme vakti :P

Eşimle birlikte evde olduğumuz iftar sofralarında aşırıya kaçmamaya özen gösteriyorum. Hoş istesem de aşırıya kaçmakla uğraşamam ya zaten :) Bir çorba, bir yemek, arada bir salata oldu bitti. Zaten 2 bardak su ve çorbadan sonra midede başka bir şeye yer kalmıyor bile.
Bak mesela tâ Ramazan'ın başında yaptığım bir kabak yemeği var, hala duruyor. Niyeyse yemekleri fazla fazla yapıyorum, bu sefer de bitmek bilmiyor. Ama değişiklik olsun diye geçen gün kıymalı makarna yaptım, dün de patates oturma.. Hatta dün yaptığım patates oturtmadan kardeşim de nasiplendi. Sağolsun, atladı geldi ablasına. Zaten kaç gündür ısrar ediyordum, beraber iftar yapalım diye. Çok da güzel oldu. Çok şükür ki bu sefer soframın fotoğrafını çekebildim. Geçen gün ki ilk iftar davetimin sofrasının fotoğrafını çekemeyince çok üzülmüştüm; ama bu sofra da bir öncekinin minyatürü zaten ;)

Ramazan geldiğinden beri Rabbim gerçekten merhamet etti bize ve havalar farkedilir şekilde serinledi. Bugünse gözümüzü yağmurla açtık. Havada bir güzel soğumuş, bir güzel soğumuş ki çorabım hemmencecik giydim ayağıma.
Ağustos ayında üşüyor muyum ne :)
Özlemişim meğer üşümeyi.
Ah bahsetmeden geçmeyeyim. Geçen gün twitterda bi arkadaşım paylaşınca hemen olaya zıpladım. Post crossing diye bir olay varmış. Üye oluyorsun ve dünyanın her hangi bir yerinden, herhangi birinin adresini istiyorsun. Sonra bir tane kartpostal alıp, arkasına bir şeyler karalayıp doğru postaya veriyorsun. Sonra sana da kartpostallar geliyor ve sen yolluyorsun yine. Tanımadığın bilmediğin birinden, dünyanın kim bilir neresinden geldiği düşüncesi çok heyecanlı geldi bana. En kısa zamanda bir tane kartpostal alıp, ilk adresim Almanya'ya Emma'ya yollayacağım ;)
Şimdilik benden bu kadar olsun. Ara ara yine gelirim buralara. Eskisi gibi yazmayı özlemişim galiba ;)

23 Ağustos 2011 Salı

Ramazan günleri 2011-2

Selamlar, selamlar ve selammlarr :p

Ramazan maceralarımı yazmaya devam ediyorum müsadenizle.
Artık isyan edebilirim, evimde yemek yapamaz, yemek yiyemez olduk. Çok vahim bir durum :p Yok ya yalaaann. Gayet keyifli iftar davetlerine gitmek, dışarılarda olmak. Hiç şikayetim yok.

Geçen hafta çarşamba günü daha önce de bahsettiğim gibi Sema teyzemlerdeydik. Haftaiçi avrupa yakasından anadoluya geçeceğimiz için erkenden çıktık; iyi ki de çıkmışız. 2,5 saatte ancak gidebildik.  Bir de eşimden önce davranıp şoför koltuğuna oturmuştum. o kadar trafiği bilseydim hiç oturur muydum. Akli dengemi kaybettiğim için abuk subuk pozlar verdim direksiyon başında. Yukarıdaki de kanıtı :) Teyzeme vardığımızda evinin verandasında gördüğüm bu harika sofra 'iyi ki de gelmişiz' dedirttirdi. Bu harika sofranın yemeyip yanında yatacaktık; ama çok ısrar ettiler kıramadık her şeyi silip süpürdük :p

Teyzem mis gibi güveç yapmıştı. Hafta sonu da annemde yemiştik güveç. İkisi de çok süperdi. Seviyorum ya güveci. Yanında tabi çorbası, pilavı, zeytinyağlıları salatası da cabası. Hele Ebru'nun yaptığı sarımsaklı ekmeklere bayıldım. Mutlaka yapiciiim ben de.

Yemekten sonra cemaatle kılınan akşam namazının ardından sıra geldi tatlılara ve çaya. Tatlı için kurulan sofrayı çekmeyi unutmuşum; ama iyi ki de unutmuşum yoksa canınız çok çekerdi :)
Burdan tekrar tekrar teşekkür ediyorum Sema teyzeme ve Ebruma.

Ertesi gün ortaokul ve liseden caaanım arkadaşım karabiberim ve kuzim Serra ile iftar için sözleşmiştik. Bir gün önceki trafik macerasını tekrar yaşamamak için, öğleden sonra çıkıp doğruca Reşadiye'ye anneme gittim. Akşam saatine kadar orada oturduk, Serra'da atladı geldi hatta. İftar saatine doğru rezervasyon yaptırdığım Üsküdar'daki Filizler Köftecisi'ne doğru yola koyulduk. Sağda yola koyulmadan önceki hallerimiz. Serra'ya kombin fotolarında eşlik etmiş oldum ;) Bir de dudaklarımızı özellikle şebeklik olsun diye büzdük. Yoksa hiç haz etmem o büzük dudaklı pozlardan :)) Her neyse ne diyordum. Yola bir çıktık; aman Ya Rebbii o ne trafik, meğer kaza olmuş. Dolayısıyla yarım saat kadar yolda kalınca Karabiber'im Buşra'yı arayıp rotamızı daha yakın yerlere çevirmek zorunda kaldık. Üsküdar tarafından gelirken bu sefer o azıcık yolda kalmış oldu; ama 5-10 dk. kadarlık bi gecikmeyle yanımıza geldi çok şükür. Bu arada biz Trabzon Park'taki meşhur Fevzi Hoca'daydık. Haftaiçi olmasına rağmen oldukça kalabalık geldi bana. Afiyetle yemeklerimizi yerken bir yandan da muhabbet ettik. Bir de tepede olduğu için üstümüzde şallarla bile üşüdük :) Keşke evden çıkarken aklıma geldiğinde hırkamı yanıma alsaydım demedim değil.

Bu yazı gittikçe uzuyor; ama yazacağım son bir gün daha kaldı. O da cumartesi günü eşimin dayısındaki iftar daveti. Oraya giderken de trafikte kaldık; ama 2 saat değildi çok şükür. Beylikdüzü'ne uzun zamandır gitmiyordum, zaten gidecek kimsemiz de yok oralarda. Meğer ne kadar güzelmiş oralar. Yeni yeni ne kadar güzel siteler, evler yapılmış. Çevre düzenlemeleri, caddeleri sokakları ne kadar da güzelmiş. Eşimin yengesi de sağolsun çok güzel ağırladı bizi. İlk kez gittiğim ve ilk kez görüştüğüm insanlar olmalarına rağmen çok sıcak davrandılar. Çok güzel esen, serin balkonlarında çaylarımızı yudumladık tatlı eşliğinde, bir yandan da muhabbet ettik.

İftar sonrası kayınvalidemleri eve bırakıp, doğruca bizi saatlerdir bekleyen eşimin kuzenlerinin yanına gittik. Hep beraber Tophane'de oturup çay içtik. Muhabbet eşliğinde olunca vaktin sahura yaklaştığını fark edince yemek yiyebileceğimiz bir yerler aradık. Niyeyse çok dolandık; ama bir türlü doğru düzgün bir yer bulamadık. Aklımıza Sultanahmet geldi ve orda da hayal kırıklığına uğradık. Neyse ki yol üstünde Simit Sarayı vardı da sahurumuzu yapabildik. Sahurdan sonra da evlerimize dağıldık. Sanırım yastığa başımızı koyarken saat 6'ya geliyordu. Zaten o kadar uykusuz bir gecenin ardından, öğleden sonra 2'de ancak açılabildi göz kapaklarım :)

İşte böylee. Hamdolsun ki dolu dolu geçirdik Ramazan'ı. Tabi asıl olması gereken doluluk burasında değil ya bu güzel ayın. İnşallah o tarafını da güzel değerlendirebilmişizdir.
Bugün de evde yemek yapmaya niyetlenmiştim ki; yine dışarıya davetliyiz. Kardeşim ve kuzenim Betül dışarda iftar yapalım deyince atladım tabi. Bu sefer daha erken çıkacağız yola, inşallah trafikte kalmayız.

Ramazan bitmeden de inşallah annemler kayınvalidemleri almak istiyorum. Kayınvalidemleri daha önce almıştım; ama bizimkileri de çağırmak istiyorum şimdi. İnşallah halledebilirim ;)

Yine görüşmek üzere diyorum ve ben gidiyooorum ;)

16 Ağustos 2011 Salı

Ramazan günleri 2011-1

Merhabalar..
Bu ara buralara çok uğrar oldum galiba. Aslında iyi de oldu sanki. Hem özlemişim, hem de yazmak hep söylediğim gibi iyi geliyor. Bir de Ramazan'da geçmeyen vakte bir katkı sağlıyor.

Sağda gördüğünüz fotoğraf dün yola çıkan postcrossing kartpostallarım. Abd, Çin, Rusya, Hollanda ve Almanya'ya doğru yolladım kendilerini. İnşallah bir an önce  ellerine ulaşır da, bana da kartpostallar gelmeye başlar. Zira ben yeni üye olduğum için yolladığım kartpostallardan biri sahibine ulaştığında ve sahibi bunu teyit ettiğinde, benim de adresim rastgele adres listesine girmiş olacak. Böylece dünyanın her hangi bir yerinden birisi bir adres talebinde bulunduğunda, belki de benim adresim çıkacak ;)
Neyse hele bir bana da gelmeye başlasın kartpostallar, paylaşırım buradan hepsini. Kıskandırırım sizi :p

Son bir kaç gündür vakit bir türlü geçmiyor benim için. Her gün birer cüz Kur'an okumaya çalışıyorum. "Daha fazla okuyayım, boş duracağıma" diyorum; ama boğazım kuruyunca o da olmuyor. Temizlik desen çok fazla bir şey yapasım gelmiyor. Allah'tan bugün azıcık mutfağa girdim de zaman akıp gitti. Kaç gündür yemek bile yapmıyorum. İftar davetlerine gidince insan hemen alışıyor tembelliğe. Hazır yemek istiyor galiba :p Önce eltime, sonra Serra'ya, sonra Gamze'ye ve tabi anacığıma gidince hemencecik alıştım :) Bak yarın da Sema teyzemle Ebru ağırlayacak bizi. Ay kim bilir becerikli hatunlar neler yapacaklar. Neyse oruçlu oruçlu bunları düşünmek istemiyorum :p

Evet gençler size doyum olmaz. Ben yine gelirim nasılsa. Allah kabul etsin oruçlarımızı inşallah ;)

11 Ağustos 2011 Perşembe

Ramazan günleri 2011 :)

Bu Ramazan elbette benim için diğerlerinden çok farklı. İftar ve sahurda hazır sofralara oturmalar yok artık. Annemin pişirdiği o mis yemeklerden yok. Şimdi benim harikulâde(!) yemeklerimi yeme vakti :P

Eşimle birlikte evde olduğumuz iftar sofralarında aşırıya kaçmamaya özen gösteriyorum. Hoş istesem de aşırıya kaçmakla uğraşamam ya zaten :) Bir çorba, bir yemek, arada bir salata oldu bitti. Zaten 2 bardak su ve çorbadan sonra midede başka bir şeye yer kalmıyor bile.
Bak mesela tâ Ramazan'ın başında yaptığım bir kabak yemeği var, hala duruyor. Niyeyse yemekleri fazla fazla yapıyorum, bu sefer de bitmek bilmiyor. Ama değişiklik olsun diye geçen gün kıymalı makarna yaptım, dün de patates oturma.. Hatta dün yaptığım patates oturtmadan kardeşim de nasiplendi. Sağolsun, atladı geldi ablasına. Zaten kaç gündür ısrar ediyordum, beraber iftar yapalım diye. Çok da güzel oldu. Çok şükür ki bu sefer soframın fotoğrafını çekebildim. Geçen gün ki ilk iftar davetimin sofrasının fotoğrafını çekemeyince çok üzülmüştüm; ama bu sofra da bir öncekinin minyatürü zaten ;)

Ramazan geldiğinden beri Rabbim gerçekten merhamet etti bize ve havalar farkedilir şekilde serinledi. Bugünse gözümüzü yağmurla açtık. Havada bir güzel soğumuş, bir güzel soğumuş ki çorabım hemmencecik giydim ayağıma.
Ağustos ayında üşüyor muyum ne :)
Özlemişim meğer üşümeyi.
Ah bahsetmeden geçmeyeyim. Geçen gün twitterda bi arkadaşım paylaşınca hemen olaya zıpladım. Post crossing diye bir olay varmış. Üye oluyorsun ve dünyanın her hangi bir yerinden, herhangi birinin adresini istiyorsun. Sonra bir tane kartpostal alıp, arkasına bir şeyler karalayıp doğru postaya veriyorsun. Sonra sana da kartpostallar geliyor ve sen yolluyorsun yine. Tanımadığın bilmediğin birinden, dünyanın kim bilir neresinden geldiği düşüncesi çok heyecanlı geldi bana. En kısa zamanda bir tane kartpostal alıp, ilk adresim Almanya'ya Emma'ya yollayacağım ;)
Şimdilik benden bu kadar olsun. Ara ara yine gelirim buralara. Eskisi gibi yazmayı özlemişim galiba ;)