30 Mayıs 2007 Çarşamba

sinir küpü ben..

nedir benim bu arabadan çektiklerim..
kaç kez yolda kaldım şu sıralar bilmiyorum.. geçen annemin pasaport işlerini halletmeye giderken arabayı ben kullanayım dedim.. daha evden çıkalı 5 dakika olmadan araba durdu.. resmen durdu.. hayır düz vitesli araba olsa dicem ki stop ettirdim arabayı ama otomatik yani.. trafik sıkışıyo, frene basıyorum.. sonra yavaş yavaş arabanın sesi yok oluyor ve duruyor.. ilk sefer yolda kalışımda Allahtan yolun tam ortasında değildim, yoksa minibüslerin kornaları beni öldürürdü.. ben kenarda durunca, arabalar da diğer kenardan usul usul geçtiler.. neyse 5 dakika kadar çalıştırmayı denedim ve sonunda marşa basabilmiş oldum.. hemen sağ tarafta bir oto yıkama vardı, oraya çektik.. annemi minibüse koydum, ben de eve geri döndüm.. daha sonra amcamla arabayı almaya giderken amcama, servsisi çağırmamız gerektiğiniz, servise kadar arabanın gidemeyeceğini söylüyorum.. ama nasıl olduysa oldu, amcam arabayı çalıştırdığında hiç bişi olmamış gibi güzel gitti araba.. hatta uçtu diyebilirim.. tabi çok sinir oldum ben bu duruma.. sanki yalan söylemişim hissine kapıldım kendi kendime..
2. olayımızda ise yolda kalmadık, ama yine de sinir bozucu bir olaydı.. annemlerin umreye gideceği gün, teyzemlere kadar gidicektik arabayla, ordan sonra zaten eniştem alıp onları havaalanına götürecekti. ama ne oldu??? ben üst sokaktan evin önüne zor getirdim arabayı.. önce 5-10 defa çalışmamazlık etti.. sonunda çalıştı ama tekleye tekleye.. anadol kullanmak böyle birşeydir heralde..araba öyle garip çalışınca biz de son çare olarak taksiye binmek zorunda kaldık..
gelelim yaşadığım 3. ve son sinir bozucu olaya..
bu olayı dün yaşadım.. arkadaşım merve ile, bir dersin notlarını almak için carrefourda buluşmaya karar verdik. ben de o sabah 2 saat kadarcık ütü yaptım, ütü bittiği gibi de hemen hazırlanıp yola koyuldum.. araba gayet sorunsuz çalıştı.. evin önünden çıktım, henüz 1-2 dakikalık bir mesafe katetmişimki yine aynı şey araba durdu.. ben inanamadım veya inanmak istemedim bilemiyorum.. ve bu sefer yolun tam ortasındayım, daracık da bir yol.. arabalar da arkamda.. hemen parkları yaktım ki anlasınlar bir manyaklık var arabada.. sanırım hiç kornaya basan olmadı.. veya ben duymadım transa geçmiş de olabilirim emin değilim.. ama duymuş olsaydım kesin oturur ağlardım, arabayı da orda bırakırdım :)) çünkü sinir stres sahibi oldum bu araba sayesinde..
neyse efendim araba uzun uğraşlar sonucunda çalıştı ve hemen sağa çektim.. hemen gittim babama, anlattım derdimi.. yalnız anlatırken de dokunsan ağlayacak gibiydim :) hatta gözlerimin dolduğunu hissettim :))
sonra ben yine bir şekilde gittim carrefoura.. işimi hallettim..
sonradan düşününce iyiki de evin yakınında durmuş diyorum , zira E-5de falan dursa napardım bilmiyorum.. zincirlemenin ilk halkası olurdum heralde.. Allah muhafaza..

eve gelince hala sinirimi atabilmiş değildim, ben de sıkıntıdan ne yapiim diye düşünürken mutfağa attım kendimi ve sizinle de paylaşabilceğim bir kurabiye yaptım.. :)) sonra betüle gittim, o da çay demledi, afiyet oldu bize..
annemin tarif defterinden buldum tarifi.. ben size de yazayım belki denemek istersiniz.. denemek istemesseniz bile, ben en azından postumu doldurmuş olurum :p
resimde gördüğünüz üzere, azıcık tipsiz bişi ama lezzetli..

mısır gevrekli kurabiye
malzemeler:
1 su bardağı mısır gevreği
1 yumurta
1 su bardağı sıvı yağ
150 gr. beyaz peynir
1 paket kabartma tozu
1 su bardağı yoğurt
un( un miktarı belirsiz, kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde edilebilecek kadar)

yapılışı:
siz nasıl yaparsınız bilmiyorum, ama ben şöyle yaptım.. bütün malzemeleri karıştırdım birbirine.. aslında mısır gevreğini karıştırmamam gerekiyormuş, ama ben bunu sonradan farkettim.. hamura kurabiye şeklini verdikten sonra bulamak içinmiş meğer.. ben bilemedim hamura karıştırdım..
hamuru yağurun, istediğiniz şekli verin.. mısır gevreğine de bulayın, sonra 150 derece sıcaklıkta atın fırına..
fırından çıkınca da afiyetle yiyin emi :) ben sevdim, böle kıtır kıtır bişi oldu.. yalnız yağı biraz fazla geldi bana sanki.. belki daha az koyulsa daha güzel olabilirdi..

kıymetimi bilin, geçen yazıda sizi teknolojik olarak bilgilendirdim, şimdi de kurabiye tarifi verdim.. hangi sitede gördünüz böyle bir hizmeti :pp

şaka bir yana.. vakit ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim efendim.. Allah'a emanet olun hepiniz.. Selametle..
bu arada yazmadan geçip kendime haksızlık etmiim dedim.. Bugün benim doğum günüm.. biraz daha yaşlanmış oldum yani..(Serraaa.. beni aydınlat kaç yaşında oldum ben şimdi :p)
Allah hepimize hayırlı ömürler versin.. tebrikleriniz için şimdiden teşekkür ederim.. :)

26 Mayıs 2007 Cumartesi

Bloglines notifier..

bugün size, bloglarınızı nasıl takip ettiğimden bahsedeceğim..
belki bir çoğunuz kullanıyordur, ama ben yine de anlatacağım..
şimdi efendim.. bloglines , bize istediğimiz siteleri takip edebilmemiz için bir liste oluşturmayı sağlayan bir site.. ücretsiz bir şekilde üye oluyorsunuz ve listenizi oluşturmaya başlıyorsunuz.. benim listemi tıklarsanız belki bir fikir verir..
listenizi takip etmenin bir yolu internet sitesi üzerinden listenize ulaşmak.. diğer bir yol ise bloglines notifier programı.. bu programı yüklediğinizde takip ettiğiniz sayfalar güncellediğinde hemen bir uyarı beliriyor.. uyarıyı tıkladığınızda da sizi listenize götürüyor ve böylece kim yeni yazılar yazmış görmüş oluyorsunuz..
yalnız her siteyi bu listeye ekleyemiyoruz.. çok bir fikrim yok ama feed denilen bir olay var.. eğer site bu feed zımbırtısını sağlıyorsa listeye eklenebiliyor.. mesela blogspotta bu feed var, ama blogcu da malesef yok.. bu yüzden blogcu.comdan olan sayfaları bu şekilde takip edemiyorum..
tavsiye ederim efendim..

sevgiler, saygılar :)

24 Mayıs 2007 Perşembe

işte geldimm burdayımm :))

Yinee uzun bir ara verdim.. bundan dolayı korkuyorum bazılarınızın elinde kalıcam, benim yüzümden katil olcaklar, doğrusu bunu hiç istemem :pp
bakalım bu arada neler yapmışım.. şöyle hatırladığım kadarıyla bir anlatayım..
Geçen hafta bilgisayar işleriyle uğraştım biraz.. formatlayıp, tekrar yükledim herşeyi.. tabi bunu yapmama vesile, yeni aldığım harici harddiskti.. ne zamandır aklımdaydı..
bakındım bakındım.. en sonunda resimde gördüğünüzü almaya karar verdim.. hakikaten büyük bir nimetmiş.. neydi öyle yedeklemek için bir sürü cd ziyan etmek falan.. herşeyi buna aktarıyosun, rahat rahat format atıyorsun..
Sonra başka ne yaptım.. 2 adet blog açtım yoğun istek üzerine.. biri anneme, diğeri de Hatice teyzeme..
Dün annemleri yola koyduk.. Umreye gittiler teyzelerim, dayımın eşi ve dedem.. daha doğrusu dedem götürdü onları.. hepsinde ayrı ayrı heyecan vardı :)
annem gitmeden, evin kızı olaraktan beni yüz kez tembihledi.. evi dağıtmayacakmışız, silip süpürcekmişim, çamaşırlar şöyle, bulaşıklar böyle şeklinde.. ben de hepsine tamam deyip geçtim.. hatta giderken vedalaşıyoruz, hala -bak evi bıraktığım gibi bulucam, ona göre- dedi.. ben de -çok beklersin- dedim.. ne saygısızım dimii :))
dün itibariyle evin sorumluluğu bana kaldı resmen.. çok uyuz biri oldum diyebilirim.. Enes koltuğun yastığının birini yere düşürse, kötü kötü bakar oldum.. ben toplayacağım ya.. bencillik işte.. annem toplarken dağıtıyorum, hiç aklıma gelmiyor tabi kadının temizleyip toplamak için uğraştığı.. şimdi başıma geldi ya, belki biraz olsun anlarım annemi..
ama zor işmiş yaa.. ben daha hiç birşey yapmadım.. sağolsun annem yemekler yapıp bıraktı.. bense düşünüyorum, akşam neyi ısıtayım da yiyelim :)) heyyyy gidiii :pp
Sabah çamaşır makinesini çalıştırdık.. ben özürlü olduğum için bu konuda kardeşimden destek aldım.. kirlileri koydum makineye.. bakıyorum acaba dolmuş mudur, daha koymalı mıyım diye düşünüyorum.. Enes -daha koymayalım- dedi, ama benim içim rahat etmedi.. televizyonlarda reklamlar dönüyor devamlı, su israf etmeyin diyolar.. baktım madem bu makine çalışcak.. gittim dolaplardan biraz daha birşeyler topladım ki, elimizdeki su ile maksimum çamaşır yıkayalım :pp
az önce bitti yıkama, astım çamaşırları.. aslında annem dışardaki balkona asmamam için beni uyarmıştı.. zira çok süper asıyorum da, kadın da korkuyo haliyle nazar olucam diye :pp
size bir soru.. pantolonlar paçalarından mı, yoksa belinden mi asılır :)) iki türlü de astım, ikisi de saçma geldi bana, o yüzden bazıları belinden, bazıları paçalarından asılı duruyorlar şu anda :))
tabi bu pantolonları karşı apartmandakiler tarafından görülemeyecek şekilde arkaya astım :)) sözde rezilliğimi kapatıyorum.. bu konuda beni aydınlatırsanız çok sevinirim.. yani annemin astığı çamaşırları hiç görmemiş değilim, ama gözümün önüne gelmiyor şimdi :))
şimdi de bir kaç fotoğraf koyup, gönderimi tamamlayayım.. epeydir yazmadım diye, abartmanın alemi yok, kısa ve öz olsun..
>><<
bizim okulun rıhtımından bir kedi.. çok sevimli değil mii???
>><<
okul dönüşü vapurdan çektim.. çok seviyorum ben bu vapurları.. deniz otobüslerini de severim.. yakışıyorlar İstanbul'a..
>><<

bu da Fehiman teyzemin oturduğu apartmanın bahçesindeki güllerden biri.. yeni farkettim, o bahçeyi.. çok güzelmiş..

yarın Statik finalim var.. dularınıza ihtiyacım var.. vize için ettiğiniz dualar işe yaramış.. üniversite hayatımda aldığım nadir notlardan birini aldım :)) hadi bakiiim göriim sizi :)

Allah'a emanetsiniz hepiniz..

10 Mayıs 2007 Perşembe

camideki serçe :)



eveettt.. ben geldimm :))
niye ara verdim bilmiyorum? yoksa beni özleyin diye mii :pp
yine çok birşey yazasım yok aslında, ama bir iki fotoğraf koyarım da postum birşeye benzer..
2 gündür okula yakın olan Dolmabahçe Camii'ne gidiyorum.. bir tane serçe camiye girmiş, garibim girmiş ama çıkamıyor.. ilk gün gittim pencereleri açmaya çalıştım.. pencereler kullanılmaya kullanılmaya açılmaz olmuşlar.. çok zorladım ama yapamadım.. ben pencerelerle uğraştıkça da serçe fırrr döndü tabi.. neyse baktım olucak gibi değil.. kuşcağız susuz kalmasın diye su koydum bi kenara, öyle de bırakıp çıktım..
2. gün yani bugün hazırlıklı gittim, sözde bisküviyle serçeyi kandırıp, yakalayacağım sonra da salacağım..


neyse aldım bisküviyi gittim.. içeri girerken de bir yandan korkuyorum ki ya yerde ölüsünü bulursam diye.. neyse baktım ki hala dört dönüyor camide.. gittim bisküvi verdim biraz.. koca parça bisküviyi kaptı hemen kaçtı.. ben yaklaşıyorum, o kaçıyor.. çok hızlıyım ya, o zıp zıp serçeyi yakalicam sözde :)) ya bir de komik yani.. ben koca kız elimde bisküvi, küçücük serçenin peşinde geziyorum.. öyle biraz daha bisküvi verdim.. o sırada fotoğraf çektim camide.. bir yandan da belki bir mucize olur, serçe kendi gelir de kafama konar diye bekliyorum :)) baktım olacak gibi değil..vazgeçtim.. biraz daha bisküvi ve su koydum ki aç kalmasın..
bir daha ki sefere teşkilatlı gidicem.. hani böyle kuş yakalamak için tuzak kurarlar ya onu yaparım heralde :))
böyle işte.. serçe maceramı sizinle paylaşmış oldum, hem de birşeyler yazmış oldum :)
fotoğrafta ekliyorum, caminin içi ve serçeyle ilgili olarak..
son olarak da yarın ki Statik sınavım için dua bekliyorum.. saat 11'de başlayın bana dua etmeye olur muu?? :p
Allah' a emanet olun hepiniz.. (:

30 Mayıs 2007 Çarşamba

sinir küpü ben..

nedir benim bu arabadan çektiklerim..
kaç kez yolda kaldım şu sıralar bilmiyorum.. geçen annemin pasaport işlerini halletmeye giderken arabayı ben kullanayım dedim.. daha evden çıkalı 5 dakika olmadan araba durdu.. resmen durdu.. hayır düz vitesli araba olsa dicem ki stop ettirdim arabayı ama otomatik yani.. trafik sıkışıyo, frene basıyorum.. sonra yavaş yavaş arabanın sesi yok oluyor ve duruyor.. ilk sefer yolda kalışımda Allahtan yolun tam ortasında değildim, yoksa minibüslerin kornaları beni öldürürdü.. ben kenarda durunca, arabalar da diğer kenardan usul usul geçtiler.. neyse 5 dakika kadar çalıştırmayı denedim ve sonunda marşa basabilmiş oldum.. hemen sağ tarafta bir oto yıkama vardı, oraya çektik.. annemi minibüse koydum, ben de eve geri döndüm.. daha sonra amcamla arabayı almaya giderken amcama, servsisi çağırmamız gerektiğiniz, servise kadar arabanın gidemeyeceğini söylüyorum.. ama nasıl olduysa oldu, amcam arabayı çalıştırdığında hiç bişi olmamış gibi güzel gitti araba.. hatta uçtu diyebilirim.. tabi çok sinir oldum ben bu duruma.. sanki yalan söylemişim hissine kapıldım kendi kendime..
2. olayımızda ise yolda kalmadık, ama yine de sinir bozucu bir olaydı.. annemlerin umreye gideceği gün, teyzemlere kadar gidicektik arabayla, ordan sonra zaten eniştem alıp onları havaalanına götürecekti. ama ne oldu??? ben üst sokaktan evin önüne zor getirdim arabayı.. önce 5-10 defa çalışmamazlık etti.. sonunda çalıştı ama tekleye tekleye.. anadol kullanmak böyle birşeydir heralde..araba öyle garip çalışınca biz de son çare olarak taksiye binmek zorunda kaldık..
gelelim yaşadığım 3. ve son sinir bozucu olaya..
bu olayı dün yaşadım.. arkadaşım merve ile, bir dersin notlarını almak için carrefourda buluşmaya karar verdik. ben de o sabah 2 saat kadarcık ütü yaptım, ütü bittiği gibi de hemen hazırlanıp yola koyuldum.. araba gayet sorunsuz çalıştı.. evin önünden çıktım, henüz 1-2 dakikalık bir mesafe katetmişimki yine aynı şey araba durdu.. ben inanamadım veya inanmak istemedim bilemiyorum.. ve bu sefer yolun tam ortasındayım, daracık da bir yol.. arabalar da arkamda.. hemen parkları yaktım ki anlasınlar bir manyaklık var arabada.. sanırım hiç kornaya basan olmadı.. veya ben duymadım transa geçmiş de olabilirim emin değilim.. ama duymuş olsaydım kesin oturur ağlardım, arabayı da orda bırakırdım :)) çünkü sinir stres sahibi oldum bu araba sayesinde..
neyse efendim araba uzun uğraşlar sonucunda çalıştı ve hemen sağa çektim.. hemen gittim babama, anlattım derdimi.. yalnız anlatırken de dokunsan ağlayacak gibiydim :) hatta gözlerimin dolduğunu hissettim :))
sonra ben yine bir şekilde gittim carrefoura.. işimi hallettim..
sonradan düşününce iyiki de evin yakınında durmuş diyorum , zira E-5de falan dursa napardım bilmiyorum.. zincirlemenin ilk halkası olurdum heralde.. Allah muhafaza..

eve gelince hala sinirimi atabilmiş değildim, ben de sıkıntıdan ne yapiim diye düşünürken mutfağa attım kendimi ve sizinle de paylaşabilceğim bir kurabiye yaptım.. :)) sonra betüle gittim, o da çay demledi, afiyet oldu bize..
annemin tarif defterinden buldum tarifi.. ben size de yazayım belki denemek istersiniz.. denemek istemesseniz bile, ben en azından postumu doldurmuş olurum :p
resimde gördüğünüz üzere, azıcık tipsiz bişi ama lezzetli..

mısır gevrekli kurabiye
malzemeler:
1 su bardağı mısır gevreği
1 yumurta
1 su bardağı sıvı yağ
150 gr. beyaz peynir
1 paket kabartma tozu
1 su bardağı yoğurt
un( un miktarı belirsiz, kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde edilebilecek kadar)

yapılışı:
siz nasıl yaparsınız bilmiyorum, ama ben şöyle yaptım.. bütün malzemeleri karıştırdım birbirine.. aslında mısır gevreğini karıştırmamam gerekiyormuş, ama ben bunu sonradan farkettim.. hamura kurabiye şeklini verdikten sonra bulamak içinmiş meğer.. ben bilemedim hamura karıştırdım..
hamuru yağurun, istediğiniz şekli verin.. mısır gevreğine de bulayın, sonra 150 derece sıcaklıkta atın fırına..
fırından çıkınca da afiyetle yiyin emi :) ben sevdim, böle kıtır kıtır bişi oldu.. yalnız yağı biraz fazla geldi bana sanki.. belki daha az koyulsa daha güzel olabilirdi..

kıymetimi bilin, geçen yazıda sizi teknolojik olarak bilgilendirdim, şimdi de kurabiye tarifi verdim.. hangi sitede gördünüz böyle bir hizmeti :pp

şaka bir yana.. vakit ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim efendim.. Allah'a emanet olun hepiniz.. Selametle..
bu arada yazmadan geçip kendime haksızlık etmiim dedim.. Bugün benim doğum günüm.. biraz daha yaşlanmış oldum yani..(Serraaa.. beni aydınlat kaç yaşında oldum ben şimdi :p)
Allah hepimize hayırlı ömürler versin.. tebrikleriniz için şimdiden teşekkür ederim.. :)

26 Mayıs 2007 Cumartesi

Bloglines notifier..

bugün size, bloglarınızı nasıl takip ettiğimden bahsedeceğim..
belki bir çoğunuz kullanıyordur, ama ben yine de anlatacağım..
şimdi efendim.. bloglines , bize istediğimiz siteleri takip edebilmemiz için bir liste oluşturmayı sağlayan bir site.. ücretsiz bir şekilde üye oluyorsunuz ve listenizi oluşturmaya başlıyorsunuz.. benim listemi tıklarsanız belki bir fikir verir..
listenizi takip etmenin bir yolu internet sitesi üzerinden listenize ulaşmak.. diğer bir yol ise bloglines notifier programı.. bu programı yüklediğinizde takip ettiğiniz sayfalar güncellediğinde hemen bir uyarı beliriyor.. uyarıyı tıkladığınızda da sizi listenize götürüyor ve böylece kim yeni yazılar yazmış görmüş oluyorsunuz..
yalnız her siteyi bu listeye ekleyemiyoruz.. çok bir fikrim yok ama feed denilen bir olay var.. eğer site bu feed zımbırtısını sağlıyorsa listeye eklenebiliyor.. mesela blogspotta bu feed var, ama blogcu da malesef yok.. bu yüzden blogcu.comdan olan sayfaları bu şekilde takip edemiyorum..
tavsiye ederim efendim..

sevgiler, saygılar :)

24 Mayıs 2007 Perşembe

işte geldimm burdayımm :))

Yinee uzun bir ara verdim.. bundan dolayı korkuyorum bazılarınızın elinde kalıcam, benim yüzümden katil olcaklar, doğrusu bunu hiç istemem :pp
bakalım bu arada neler yapmışım.. şöyle hatırladığım kadarıyla bir anlatayım..
Geçen hafta bilgisayar işleriyle uğraştım biraz.. formatlayıp, tekrar yükledim herşeyi.. tabi bunu yapmama vesile, yeni aldığım harici harddiskti.. ne zamandır aklımdaydı..
bakındım bakındım.. en sonunda resimde gördüğünüzü almaya karar verdim.. hakikaten büyük bir nimetmiş.. neydi öyle yedeklemek için bir sürü cd ziyan etmek falan.. herşeyi buna aktarıyosun, rahat rahat format atıyorsun..
Sonra başka ne yaptım.. 2 adet blog açtım yoğun istek üzerine.. biri anneme, diğeri de Hatice teyzeme..
Dün annemleri yola koyduk.. Umreye gittiler teyzelerim, dayımın eşi ve dedem.. daha doğrusu dedem götürdü onları.. hepsinde ayrı ayrı heyecan vardı :)
annem gitmeden, evin kızı olaraktan beni yüz kez tembihledi.. evi dağıtmayacakmışız, silip süpürcekmişim, çamaşırlar şöyle, bulaşıklar böyle şeklinde.. ben de hepsine tamam deyip geçtim.. hatta giderken vedalaşıyoruz, hala -bak evi bıraktığım gibi bulucam, ona göre- dedi.. ben de -çok beklersin- dedim.. ne saygısızım dimii :))
dün itibariyle evin sorumluluğu bana kaldı resmen.. çok uyuz biri oldum diyebilirim.. Enes koltuğun yastığının birini yere düşürse, kötü kötü bakar oldum.. ben toplayacağım ya.. bencillik işte.. annem toplarken dağıtıyorum, hiç aklıma gelmiyor tabi kadının temizleyip toplamak için uğraştığı.. şimdi başıma geldi ya, belki biraz olsun anlarım annemi..
ama zor işmiş yaa.. ben daha hiç birşey yapmadım.. sağolsun annem yemekler yapıp bıraktı.. bense düşünüyorum, akşam neyi ısıtayım da yiyelim :)) heyyyy gidiii :pp
Sabah çamaşır makinesini çalıştırdık.. ben özürlü olduğum için bu konuda kardeşimden destek aldım.. kirlileri koydum makineye.. bakıyorum acaba dolmuş mudur, daha koymalı mıyım diye düşünüyorum.. Enes -daha koymayalım- dedi, ama benim içim rahat etmedi.. televizyonlarda reklamlar dönüyor devamlı, su israf etmeyin diyolar.. baktım madem bu makine çalışcak.. gittim dolaplardan biraz daha birşeyler topladım ki, elimizdeki su ile maksimum çamaşır yıkayalım :pp
az önce bitti yıkama, astım çamaşırları.. aslında annem dışardaki balkona asmamam için beni uyarmıştı.. zira çok süper asıyorum da, kadın da korkuyo haliyle nazar olucam diye :pp
size bir soru.. pantolonlar paçalarından mı, yoksa belinden mi asılır :)) iki türlü de astım, ikisi de saçma geldi bana, o yüzden bazıları belinden, bazıları paçalarından asılı duruyorlar şu anda :))
tabi bu pantolonları karşı apartmandakiler tarafından görülemeyecek şekilde arkaya astım :)) sözde rezilliğimi kapatıyorum.. bu konuda beni aydınlatırsanız çok sevinirim.. yani annemin astığı çamaşırları hiç görmemiş değilim, ama gözümün önüne gelmiyor şimdi :))
şimdi de bir kaç fotoğraf koyup, gönderimi tamamlayayım.. epeydir yazmadım diye, abartmanın alemi yok, kısa ve öz olsun..
>><<
bizim okulun rıhtımından bir kedi.. çok sevimli değil mii???
>><<
okul dönüşü vapurdan çektim.. çok seviyorum ben bu vapurları.. deniz otobüslerini de severim.. yakışıyorlar İstanbul'a..
>><<

bu da Fehiman teyzemin oturduğu apartmanın bahçesindeki güllerden biri.. yeni farkettim, o bahçeyi.. çok güzelmiş..

yarın Statik finalim var.. dularınıza ihtiyacım var.. vize için ettiğiniz dualar işe yaramış.. üniversite hayatımda aldığım nadir notlardan birini aldım :)) hadi bakiiim göriim sizi :)

Allah'a emanetsiniz hepiniz..

10 Mayıs 2007 Perşembe

camideki serçe :)



eveettt.. ben geldimm :))
niye ara verdim bilmiyorum? yoksa beni özleyin diye mii :pp
yine çok birşey yazasım yok aslında, ama bir iki fotoğraf koyarım da postum birşeye benzer..
2 gündür okula yakın olan Dolmabahçe Camii'ne gidiyorum.. bir tane serçe camiye girmiş, garibim girmiş ama çıkamıyor.. ilk gün gittim pencereleri açmaya çalıştım.. pencereler kullanılmaya kullanılmaya açılmaz olmuşlar.. çok zorladım ama yapamadım.. ben pencerelerle uğraştıkça da serçe fırrr döndü tabi.. neyse baktım olucak gibi değil.. kuşcağız susuz kalmasın diye su koydum bi kenara, öyle de bırakıp çıktım..
2. gün yani bugün hazırlıklı gittim, sözde bisküviyle serçeyi kandırıp, yakalayacağım sonra da salacağım..


neyse aldım bisküviyi gittim.. içeri girerken de bir yandan korkuyorum ki ya yerde ölüsünü bulursam diye.. neyse baktım ki hala dört dönüyor camide.. gittim bisküvi verdim biraz.. koca parça bisküviyi kaptı hemen kaçtı.. ben yaklaşıyorum, o kaçıyor.. çok hızlıyım ya, o zıp zıp serçeyi yakalicam sözde :)) ya bir de komik yani.. ben koca kız elimde bisküvi, küçücük serçenin peşinde geziyorum.. öyle biraz daha bisküvi verdim.. o sırada fotoğraf çektim camide.. bir yandan da belki bir mucize olur, serçe kendi gelir de kafama konar diye bekliyorum :)) baktım olacak gibi değil..vazgeçtim.. biraz daha bisküvi ve su koydum ki aç kalmasın..
bir daha ki sefere teşkilatlı gidicem.. hani böyle kuş yakalamak için tuzak kurarlar ya onu yaparım heralde :))
böyle işte.. serçe maceramı sizinle paylaşmış oldum, hem de birşeyler yazmış oldum :)
fotoğrafta ekliyorum, caminin içi ve serçeyle ilgili olarak..
son olarak da yarın ki Statik sınavım için dua bekliyorum.. saat 11'de başlayın bana dua etmeye olur muu?? :p
Allah' a emanet olun hepiniz.. (: