14 Kasım 2011 Pazartesi

Ordu Fatihi Geri Döndüü :)

Bir önceki yazımda yazdığım gibi Ordu'dan bol fotoğrafla dönmüş bulunmaktayım.
Cuma günü saati 01:30 kurduğumu zannederek erkenden uykuya yattık eşimle. Ama saat çalmayınca saat 5 sularında gözlerim açıldı. Hemen hazırlanıp yola çıktık. Arabaya bindiğimizde saat sabahın 6sıydı. Sabah saatlerinde yola çıkınca ara ara sisin içinde kalınca ben paniklesem de güneşim doğmasıyla yavaş yavaş sis de dağıldı. İki molanın ardından Ordu'ya kayın valimdemlerin yanına vardık. Köy yolu yemyeşil ve ışıksız bir yol olunca karanlıkta köye çıkmak
korkutucu oldu doğrusu. Ertesi gün Ordu'ya inerken ne kadar güzel bir manzarayla çıkıldığını gündüz gözüyle görünce farkettim.

1. gün sabah erkenden daha güneş doğmadan gözlerimiz açıldı. Havadan mıdır, oksijenden midir bilemedim. Erkenden kahvaltımızı yapıp dışarıya attık kendimizi. Önce köyde gezindik, öğleden sonra da hep beraber Ordu'nun merkezine indik. Kendi memleketim Rize'yle kıyasladığımda oldukça gelişmiş bir şehir Ordu. Daha nizamlı, intizamlı. Fidangör diye bir yeri var. Uzun bir cadde. Alışveriş için her türlü mağazayı orada gördük. Zaten arefe günü olduğu için öyle kalabalıktı ki, şöyle yalandan bir dolanıp kaçtık. Yediğimiz birçok pidenin ilkini Meşhur Pideci diye bir yerde yedik. Ama öyle yağlıydı ki, pek sevmedim kendisini. Yavaş yavaş gün karardığı için çok geçe kalmadan evin yolunu tuttuk.

2. gün malum bayramın 1. günüydü. Eşimle kayın pederim erkenden kalkıp bayram namazı için camiye ve ardından kurban kesiminin başına gittiler. Bu arada biz kayın validemle kahvaltıyı hazırlarken çok geçmeden kurban işleri biten eşim ve kayın pederim geldiler. Bayramlaştıktan sonra, kahvaltımızı yaptık. Bu arada bir yandan kavurmamız pişti, misafirlerimiz geldi gitti ve yine çabucacık akşam oldu.

3. gün ekstra bir mutluydum çünkü annem babam ve kardeşim sabah erkenden yola çıktılar bize doğru. Onları Perşembe'de karşılamak üzere eşimle ve kayınpederimle öğleden sonra evden çıktık. Önce köyün az aşağısındaki akrabalara uğradık. Bir tanesinin kapısının önündeki keçileri sevmeden edemedim  tabi :) Perşembe'de kayınpederimi bıraktıktan sonra deniz kenarındaki dalgaları izledik eşimle. Çok fazla beklemeden zaten bizimkiler gelmiş ve daha önceden rezervasyon yaptırdıkları otele yerleşmişlerdi. Hemen gidip onları ve kayın pederimi alıp doğruca köye çıktık.
Kayın validemin yaptığı harika yemeklerden oluşan sofraya oturduk hep beraber. Geç vakitlere doğru bizimkiler kalkmak isteyince kayın validemler bırakmadı ve ısrarlara dayanamayan annemler de bizimle kaldılar.


4.gün sabah yine erkenden uyanıp kahvaltımızı yaptık ve Ordu'ya Boztepe'ye çıkmak üzere hazırlandık. Bayram ve havanın güzel olmasıyla birlikte öyle kalabalıktı ki teleferik kuyruğu. Kuyrukta fotoğraf çekilip durunca ve muhabbet edince Allah'tan çabucak vakit geçti ve sıra bize gelmiş oldu.
Atladık teleferiğimize Boztepe'ye doğru yola koyulduk. Yükseklerde olmak çok güzeldi, zaten güle oynaya, fotoğraf çeke çeke çıkınca daha da eğlenceli oldu. Yukarıdaki fotoğrafta babam ve kayınpederimi Ordu'yu izlerken görüyorsunuz.
Diğerinde de annemle ben :)  Aslında öyle çok fotoğraf var kii. Hangi birini koysam diye düşünüp duruyorum.  Fotoğrafları sıra sıra koymak daha mı mantıklı acaba bilemedim :)
Kardeşimmle..
~~
Eşimle..

Ay her fotoğrafta da ben mi varım ne :p Napim canım benim blogum değil mi bu :) 


Bu da teleferik inişinde çektiğim bir Ordu fotoğrafı.

Teleferikten sonra fazlasıyla acıkmıştık ve doğruca tabi ki pide yemeye Aktaşlar'a gittik. Buradaki pideyi sevdim doğrusu. Benim sevdiğim gibi ince hamurlu kıtır kıtırdı. 
Daha sonra annemleri otellerine bırakıp ertesi gün sabah buluşup Rize'ye doğru yola çıkmak üzere sözleştik. 
Bayram tatili yazıma burada bir virgül koyuyorum. Bir dahaki yazımda Rize günleriyle başlayıp tatil yazımı bitirmiş olacağım inşallah. 
Kendinize iyi bakın gençler. 

3 yorum:

Serra dedi ki...

Fotoğraflar çok güzel Kübicim ama ben doyamadım! Neriman teyzemi ne kadar özlemişim yaa, keriplendim resmen fotoğraflara bakarken. :))
Seni de özledim tabiii kiiiii! :) Pozlar çok hoş olmuş ama bi dahaki yazıda daha çok daha daha çok resim istiyoruz.. Şöyle bir Rize hasreti giderelim.. Tipik soruyu soracağım hemen, bizde çok sormuşlardı Taner Rize'ye gidince.. Kayhan Rize'yi beğendi mi? :)

Elif dedi ki...

Serrada da görmüştüm, demek sizin de eşiniz ordulu.benim de eşim Ordulu hatta sağda gözüken evlerden biri eşimin ailesinin evi:)) aktaşlar 1 numara bence de.kervansarayı da tavsiye ederim eşimin akrabasının yeri. meşhur pideciyi eşim çok balladırarak anlatırdı.ama yediğimde tam bir hayal kırıklığı yaşadım ben de sizin gibi ve yiyemedim.çooook yağlı ve yumuşaktı.bir de dıgının yeri diye bir yer varmış.bir dahaki gittiğimde orayı da denerim, ismi enteresan:)fidangörde gezmek benim çok hoşuma gidiyor.eşim bu bayramda çok ısrar etti ama ben istemedim.bu havalarda çok sevmiyorum oraları çok yağmurlu oluyor.yaza artık nasipse.teleferik yapıldıktan sonra gidemedik.sizlerin sayesinde görmüş oldum teleferik olayını.benim gördüğüm Ordulular Orduyu fanatiklik derecesinde çok seviyorlar:)evet bence de karadenizin en güzel şehri sanırım ordu.

Duygu dedi ki...

bencede karadenizin en güzel şehri Ordu..

14 Kasım 2011 Pazartesi

Ordu Fatihi Geri Döndüü :)

Bir önceki yazımda yazdığım gibi Ordu'dan bol fotoğrafla dönmüş bulunmaktayım.
Cuma günü saati 01:30 kurduğumu zannederek erkenden uykuya yattık eşimle. Ama saat çalmayınca saat 5 sularında gözlerim açıldı. Hemen hazırlanıp yola çıktık. Arabaya bindiğimizde saat sabahın 6sıydı. Sabah saatlerinde yola çıkınca ara ara sisin içinde kalınca ben paniklesem de güneşim doğmasıyla yavaş yavaş sis de dağıldı. İki molanın ardından Ordu'ya kayın valimdemlerin yanına vardık. Köy yolu yemyeşil ve ışıksız bir yol olunca karanlıkta köye çıkmak
korkutucu oldu doğrusu. Ertesi gün Ordu'ya inerken ne kadar güzel bir manzarayla çıkıldığını gündüz gözüyle görünce farkettim.

1. gün sabah erkenden daha güneş doğmadan gözlerimiz açıldı. Havadan mıdır, oksijenden midir bilemedim. Erkenden kahvaltımızı yapıp dışarıya attık kendimizi. Önce köyde gezindik, öğleden sonra da hep beraber Ordu'nun merkezine indik. Kendi memleketim Rize'yle kıyasladığımda oldukça gelişmiş bir şehir Ordu. Daha nizamlı, intizamlı. Fidangör diye bir yeri var. Uzun bir cadde. Alışveriş için her türlü mağazayı orada gördük. Zaten arefe günü olduğu için öyle kalabalıktı ki, şöyle yalandan bir dolanıp kaçtık. Yediğimiz birçok pidenin ilkini Meşhur Pideci diye bir yerde yedik. Ama öyle yağlıydı ki, pek sevmedim kendisini. Yavaş yavaş gün karardığı için çok geçe kalmadan evin yolunu tuttuk.

2. gün malum bayramın 1. günüydü. Eşimle kayın pederim erkenden kalkıp bayram namazı için camiye ve ardından kurban kesiminin başına gittiler. Bu arada biz kayın validemle kahvaltıyı hazırlarken çok geçmeden kurban işleri biten eşim ve kayın pederim geldiler. Bayramlaştıktan sonra, kahvaltımızı yaptık. Bu arada bir yandan kavurmamız pişti, misafirlerimiz geldi gitti ve yine çabucacık akşam oldu.

3. gün ekstra bir mutluydum çünkü annem babam ve kardeşim sabah erkenden yola çıktılar bize doğru. Onları Perşembe'de karşılamak üzere eşimle ve kayınpederimle öğleden sonra evden çıktık. Önce köyün az aşağısındaki akrabalara uğradık. Bir tanesinin kapısının önündeki keçileri sevmeden edemedim  tabi :) Perşembe'de kayınpederimi bıraktıktan sonra deniz kenarındaki dalgaları izledik eşimle. Çok fazla beklemeden zaten bizimkiler gelmiş ve daha önceden rezervasyon yaptırdıkları otele yerleşmişlerdi. Hemen gidip onları ve kayın pederimi alıp doğruca köye çıktık.
Kayın validemin yaptığı harika yemeklerden oluşan sofraya oturduk hep beraber. Geç vakitlere doğru bizimkiler kalkmak isteyince kayın validemler bırakmadı ve ısrarlara dayanamayan annemler de bizimle kaldılar.


4.gün sabah yine erkenden uyanıp kahvaltımızı yaptık ve Ordu'ya Boztepe'ye çıkmak üzere hazırlandık. Bayram ve havanın güzel olmasıyla birlikte öyle kalabalıktı ki teleferik kuyruğu. Kuyrukta fotoğraf çekilip durunca ve muhabbet edince Allah'tan çabucak vakit geçti ve sıra bize gelmiş oldu.
Atladık teleferiğimize Boztepe'ye doğru yola koyulduk. Yükseklerde olmak çok güzeldi, zaten güle oynaya, fotoğraf çeke çeke çıkınca daha da eğlenceli oldu. Yukarıdaki fotoğrafta babam ve kayınpederimi Ordu'yu izlerken görüyorsunuz.
Diğerinde de annemle ben :)  Aslında öyle çok fotoğraf var kii. Hangi birini koysam diye düşünüp duruyorum.  Fotoğrafları sıra sıra koymak daha mı mantıklı acaba bilemedim :)
Kardeşimmle..
~~
Eşimle..

Ay her fotoğrafta da ben mi varım ne :p Napim canım benim blogum değil mi bu :) 


Bu da teleferik inişinde çektiğim bir Ordu fotoğrafı.

Teleferikten sonra fazlasıyla acıkmıştık ve doğruca tabi ki pide yemeye Aktaşlar'a gittik. Buradaki pideyi sevdim doğrusu. Benim sevdiğim gibi ince hamurlu kıtır kıtırdı. 
Daha sonra annemleri otellerine bırakıp ertesi gün sabah buluşup Rize'ye doğru yola çıkmak üzere sözleştik. 
Bayram tatili yazıma burada bir virgül koyuyorum. Bir dahaki yazımda Rize günleriyle başlayıp tatil yazımı bitirmiş olacağım inşallah. 
Kendinize iyi bakın gençler. 

3 yorum:

Serra dedi ki...

Fotoğraflar çok güzel Kübicim ama ben doyamadım! Neriman teyzemi ne kadar özlemişim yaa, keriplendim resmen fotoğraflara bakarken. :))
Seni de özledim tabiii kiiiii! :) Pozlar çok hoş olmuş ama bi dahaki yazıda daha çok daha daha çok resim istiyoruz.. Şöyle bir Rize hasreti giderelim.. Tipik soruyu soracağım hemen, bizde çok sormuşlardı Taner Rize'ye gidince.. Kayhan Rize'yi beğendi mi? :)

Elif dedi ki...

Serrada da görmüştüm, demek sizin de eşiniz ordulu.benim de eşim Ordulu hatta sağda gözüken evlerden biri eşimin ailesinin evi:)) aktaşlar 1 numara bence de.kervansarayı da tavsiye ederim eşimin akrabasının yeri. meşhur pideciyi eşim çok balladırarak anlatırdı.ama yediğimde tam bir hayal kırıklığı yaşadım ben de sizin gibi ve yiyemedim.çooook yağlı ve yumuşaktı.bir de dıgının yeri diye bir yer varmış.bir dahaki gittiğimde orayı da denerim, ismi enteresan:)fidangörde gezmek benim çok hoşuma gidiyor.eşim bu bayramda çok ısrar etti ama ben istemedim.bu havalarda çok sevmiyorum oraları çok yağmurlu oluyor.yaza artık nasipse.teleferik yapıldıktan sonra gidemedik.sizlerin sayesinde görmüş oldum teleferik olayını.benim gördüğüm Ordulular Orduyu fanatiklik derecesinde çok seviyorlar:)evet bence de karadenizin en güzel şehri sanırım ordu.

Duygu dedi ki...

bencede karadenizin en güzel şehri Ordu..